Bir şeyi amacına uygun kullanmayı bilmeyenleri;
Kuralları okumayanları, okuduğunu anlamayanları, anlasa da takmayanları gördükçe öfkeliyim…
Facebook’da ‘plajda fink atıyorum’ görgüsüzlüğü ile cümle alemi çatlatmak hevesi ile ayaklarının fotoğrafını çekip paylaşma saygısızlığını yapanlara öfkeliyim…
Hiç tanımadığı halde, evli barklı kadınlara hiç bir davetkar davranışı olmadığı halde, kırk yıllık arkadaşı imiş gibi, özel mesajdan çiçek, böcek ve de kelebek gönderenlere acayip öfkeliyim…
Açılan WhatsApp gruplarında, açılırken bir bir amacı ve kuralları sıralandığı halde ve arada uymayanları “belki okumamışlardır” diye nazik bir dille uyarıda bulunulduğu hâlde “Hayır, ben biraz anlama özürlüyüm” dercesine inadına inadına kuralları ihlal eden kimselere de öfkeliyim…
Allah sanki onu bu konuda memur tayin etmiş gibi ve dinimiz kurallarında “Din, kul ile Allah arasındadır” diye açık açık dendiği halde, başkalarına karışanlara ve ne kadar dindar olduğunu gözümüze sokmaya çalışanlara çok öfkeliyim. Hatta böylelerinden ‘Acaba ne yanlışı var da örtmeye çalışıyor?’ diye de acayip şüpheliyim…
Yaradan her günü hayırlı yaratmış olup, gün insanların davranışına göre hayırlı ya da hayırsız olduğu halde, yaradana “Sen bir cumayı hayırlı kılmışsın” der gibi habire “Hayırlı cumalar” diyenlere de öfkeliyim…
Facebook’ta “Bak ben ne kadar güzelim” pozları veren ve kendini hâlâ çıtır sanan açık dekolteli hatunlara, ne kadar atletik bir vücuda sahip olduğu pozunu paylaşan kart keçilere de öfkeliyim…
Buzdolabı boş olup, evinde doğru dürüst yemek yapmazken; bu ekonomik krizde kocası borçlarla, hacizlerle cebelleşen hatunların pahalı lokantalarda neler yediğini gözlerimize sokmaları durumuna daha da öfkeliyim…
Yatacak yer bile bulamazken üç beş çocuk yapan, düzeni bozan, çıkardıkları kavga ve çatışmalarla dağdan gelip bağdakini kovmaya çalışan; Bayram ziyaretine gidip sanki memleketi burası imiş gibi geri dönen Suriyeliler’e de öfkeliyim…
Bizim kuşağa “Ekmek nimettir” diye sofradan kırıntılarını tek tek toplatıp, önümüze konulan her yemeği “Onu bulamayan da var” diye şükredip yememiz öğretilirken, televizyonlardaki yemek yarışmalarında sırf kazanmak uğruna yemeklerin kötülenmesine, yapanlarına teşekkür etmek yerine, emeğe ve nimete saygı duymayıp nankörce kötü sözler söylenmesine de daha öfkeliyim…
Kazanmak uğruna çeşitli yarışmalarda gelinle kaynananın, yarışanların, karı-kocanın, arkadaşların birbiri ile kavga etmesine, bağırıp çağırmasına da öfkeliyim…
İşini bitirdikten sonra eline bir kitap alıp okumak yerine bu saçma ve zararlı programları seyredenlere de öfkeliyim…
Rant uğruna o güzel ormanları yakanlara; onca yanan kurt, kuş, böcek ve hayvanı saymadan “Çok şükür can kaybımız yok!” diyenlere, sonra da bunun sonucu olarak meydana gelen mevsim sapması, sel felaketi, aşırı sıcak gibi durumlardan (sanki sebebi bizmişiz gibi) şikayet edenlere de öfkeliyim…
Çok kereler çaldığı halde açılmayan telefonlara ise deli gibi öfkeliyim…
Neyse en iyisi ben resim yapayım…
Şuraya da bir çiçek kondurayım…
Kaynak: Öfkeliyim!.. – Hülya SEZGİN
Yazıya 478 dəfə baxılıb