Yakınlarım bilir, ben bir türkü sevdalısıyım. O yüzden sabahtan akşama kadar TRT türkü dinlerim radyomda. Yine bir gün bir yandan resim yapıyorum, diğer yandan kulağım radyoda… Derken kulağıma tanıdık bir ses değdi… Program sunucusuna kulak kesildim… Kerkük’ten… Türk kökenli müzisyenlerden söz ediyor. İran Tebriz’den Dalga Grubu ve solistleri Vadout Moazzen… Öyle güzel sözler söyledi, öyle övdü ki… Birden heyecanlandım… Gurur duydum… Çünkü o benim arkadaşımdı…
Bundan üç yıl öncesiydi onunla ilk tanışmam. Nahçıvan Ressamlar Birliği’nin düzenlediği 3. Resim festivalindeydik. Bir önceki resim festivalinde tanıştığım ve beni ablası olarak kabul ve ilan ederek mutlu eden Tebrizli değerli sanatçı Saaed Ayyami ile birlikte gelmişti. Saaed bizi tanıştırırken “İran’da çok ünlü bir sanatçıdır abla” diye anlatmıştı onu. Ancak biz beş kişilik bir grup olduğumuz için pek görüşememiş, yarenlik edememiştik. Son gün yemekte bir mini konser verdi bize. Aman Allah’ım harika türküler okuyan gümbür gümbür bir ses… Bir “Sarı gelin” okudu… Mest oldum… Gözlerim doldu… Sergide ise resimlerine bakarken sanatına hayranlığım bir kat daha artmıştı. Bu değerli kardeşim her yönüyle bir sanatçı… Çok iyi bir ressam… Çok iyi bir heykeltraş ve çok iyi bir ses sanatçısı!
Ancak sonraları İran’da Facebook kullanımı kısıtlı olduğundan Instagram aracılığı ile görüşebildik arada…
Geçen yaz güzel kızı Aina ile İzmir’e geldiler. Aina ile hep telefonlaştık. Birbirimizi merak ediyorduk. Fakat çok istediğimiz halde internetin sürekli gidip gelmesinden ötürü iletişimimiz sık sık kesildi ve ne yazık ki görüşemedik!
Geçen ay Bakü’de düzenlediği sergisinin açılış videosunu paylaşmış Instagramda… Aman Allah’ım… İşte sergi dendi mi öyle olacak! Yüksek tavanlı, farklı çarpıcı renklerle boyanmış mermer sütunlu geniş ve çok odadan oluşmuş bir sergi alanı… Bir köşede müzisyenler çalıyor… Yüzlerce şık giyimli sanatsever hayranlıkla o güzel eserleri inceliyor. O ise sanki izleyicilerden biri gibi yüzünde gülümsemesi ve son derece mütevazı duruşu ile gelenleri selamlıyor… Arzu edenlerle fotoğraf çekiliyor…
Yine geçtiğimiz günlerde Tahran’da kalabalık bir izleyici grubuna verdiği konserde doktora verdiler kendisine…
27 Ağustos/05 Eylül 2018 günleri arasında Adnan Menderes Üniversitesi hocalarından Şükrü Kara’nın Kuşadası Güzelçamlı’da bu yıl düzenlediği 9.Wiacamp sanat festivaline katılıyoruz birlikte. Vadoud Moazzen, güzel kızı Aina, ben, Nahçıvanlı manevi çocuklarım Murad Nurlu, Hebib Allahverdiyev ve Arzu Novruzov ile… Böyle değerli bir sanatçı geliyorsa ülkemize tanımanızın iyi olacağını düşündüm…
Haydi şimdi onunla söyleşimize geçelim…
– Vadoud Moazzen’i tanıyabilir miyiz?
– “Vedud Mo’azzen” 1960 İran-Erdebil doğumlu. Ressam, heykeltıraş ve müzisyenim.
Çocukluktan beri resim ve müzikle ilgileniyorum.
– Yaptığınız müziği nasıl tanımlarsınız? İran’da bir örneği var mı, nasıl doğdu bu müzik türü?
– Bu güne kadar folklorik halk İran ve Azerbaycan müziği yaptım. Benim çalıştığım müzik alanı, folklorik halk İran müziğinin kökenini taşıyor ama şimdiki neslin isteğini göz önüne alarak uyarlıyoruz. Bazı yenilikler yapmamız lâzımdı, bununla beraber enstrüman arajmanında yenilikler yapılarak yeni neslin sevdiği müzik haline geldi.
– Çok yönlü bir sanatçısınız. Resim, heykel ve müzik… En çok hangisini seviyorsunuz?
– Bu güne kadar bu sorunun cevabını bulamadım. Çünkü her birisi kendi aleminde seyrediyor ve bunların hepsinin kökeni insan ruhundan kaynak buluyor.
– İran’da da sorarlar mı bilmem ama bizde çocuklara hep sorarlar “Büyüyünce ne olacaksın?” diye. Size sorduklarında ne olmak istediğinizi söylerdiniz?
– Daha çok ressamlığı tercih ederdim .
-Nerelerde konser verdiniz. Nerelerde resim ve heykel sergisi açıp, çalıştaylara katıldınız?
– İlk konserlerime İran’ın farklı şehirlerinde başladım ve ilk konserim Tahran şehrinde oldu. Sonrasında Türkiye (İstanbul ve Konya), Azerbaycan (Bakü),Türkmenistan (Aşk-Abad), Tacikistan (Doşenbe), Almanya (Hamburg, Darşdak), Amerika (LA, Chicago, New Jersey, Washington)
Muhtelif sergilerim ise İran, Azerbaycan, Almanya, Kanada, Fransa ve Amerika’daydı.
Bununla birlikte İran’ın çeşitli şehir meydanlarında ve müzelerinde eserlerim sergilenmiştir.
Yurt içi ve yurt dışında çeşitli festivallere katıldım.
– Geleceğe dair hayalleriniz neler?
– Müzik ve ressamlık dalında eserler yaratmak…
– Büyüklerinizden ya da çocuklarınızdan ailenizde sizden başka sanatla uğraşan var mı?
– Evet benim babam musiki ustasıydı ve kızım “Ayna Mo’azzen” fotoğraf sanatıyla ilgileniyor .
– Dalga grubu nasıl doğdu? Kimlerden oluşuyor? Neler yapmak istiyor ve ne kadarını yapabildiler? Hedefleri ne?
– “Dalga” müzik gurubu “Cengiz Mehdipur”un eforlarıyla hayat bulmuştur ve yıllar içinde daha da büyük yerlere yetişmiştir. Bundan sonra da daha yüksek yerlere yetişeceğini umuyorum.
-Türkiye’de hiç konser verdiniz mi? Nerelerde vermek istersiniz?
– Üzgünüm ki şimdiye kadar Türkiye’de konserim olmadı. Ama umarım ileriki zamanlarda bir gün sizlerin huzurunda da konser verebilelim.
Kaynak: Beni heyecanlandıran türkü ve bir büyük sanatçı Vadout Moazzen… – Hülya SEZGİN
Yazıya 875 dəfə baxılıb